Gülmek gelmeli içimden. En azından böyle meselelerde basabilmeliyim kahkahayı. Ha. Ha. Ha. Ha. Ha. Ha… Kahkamı
işitenlere hiç durmayacakmışım gibi gelmeli. Öyle içten, öyle hakkını vererek gülmeliyim ki, onlar da benimle birlikte
gülebilsinler. Benimle birlikte mutlu ola-bilsinler. Benimle birlikte üzülmüyorlar, ama mutlu olacaklardır. Ama yine de içlerinden bazıları, benimle birlikte mutlu olmak yerine, bendeki bu pek de
bana kondurup yakıştıramadıkları mutluluğun sebebini merak ederek, sebebini sorgulayarak, beni yeniden ait olduğum hüznümde görmeyi umut ederek ve ellerinden geliyorsa bu umutlarına
ulaşmak için özel çaba göstererek, benimle birlikte mutlu olma fırsatlarını geri teperler. Ziyan değil. Bu yaptıklarıyla en çok kendi
mutluluklarına engel olduklarından dahi bihaberler. Yazık. Az kalsın ben de tıpkı onların kendine yapmış olduğu kötülüğü,
farkına varmamış olsaydım eğer, farkına varamaksızın kendime yapacaktım. İnsan her zaman, önce kendi meseleleriyle ilgilenmeli. Ve tabi kendine mesele edindikleriyle… Bana kalırsa da, işte
hayatın iyi veya kötü yaşanmasına, daha doğrusu iyi yaşanıp kötü tüketilmesine sebep olan ayrım ya da pek de ince olmayan çizgi işte bu: Kendine mesele edinilen şeyler..
Comments