Söyleyecek söz kalmayınca dilde, gözler konuşurmuş hararetle. Ben o mavi gökyüzünün altında nice güneşler batırdım, kendim de batarken en dibe.
Duyguları gözlerden okudum hep, tekrar ve tekrar. En karmaşık, meçhul ve müphem olanları bile... Gözbebeklerinden dosdoğru okudum. Bazen kaçmak istedim, sımsıkı gözlerimi yumdum. Anlamaya çalıştım, anlayamayınca biçare açtım tekrar. Baktıkça dünyaya en çok da gökyüzüne, anladım dünyanın da gözleri de masmavi gökler. Öylece anlaşılmayı bekler. İnsan gibi, ama ondan kolay... Çünkü insanoğlu karmaşık , söylense en kirli düşünceler bile yorgun olur muydu gözler? Gerek kalmaz; kan çanağı gözler, bastırılmış duygular, hiç yaşanmamış hisler ve hiç kurulmamış cümlelerle dolu dünya, gökyüzünde.
Comments